26 AĞUSTOS 2016
Çok Mühendis, Yok Mühendis
Hürriyet gazetesi, geçen gün “Aranan Mühendis Bulunamıyor“ başlıklı güzel bir araştırma haberi yayımladı. Sanayi firmalarımızın, hem “kg fiyatı” hem de “ulusal katma değeri” yüksek ürün ihraç edebilir hale gelmesi, ülkemizin “orta gelir tuzağından” kurtulma hedefine varması için izlemesi gereken anayolun (stratejinin) adıdır. Bu stratejinin üzerine oturacağı iki büyük proje vardır. Bunlardan birincisi, üniversitelerimizin “temel araştırmaya” daha fazla yönelmesidir. İkincisi de sanayi firmalarının “Araştırma ve Geliştirme” faaliyetine daha fazla kaynak ayırmasıdır. Sanayide araştırma daha doğrusu geliştirme denince, firmanın karşısına bu işi yapacak mühendis bulma sorunu çıkar. Hürriyet'teki haberden anlıyoruz ki; firmalar aradıkları mühendisleri bulamıyormuş. Hiç şaşmadım. Bu ücret sistemiyle daha çoook bulamazlar. Daha doğrusu, bu ücret sistemiyle, yetenekli mühendisler “mühendislik” yapmaz. Hemen yönetici olur. Bir süre sonra da zaten mühendislikleri de kalmaz.

ÜCRET NEYE GÖRE SAPTANIR
Kuramsal olarak ücret, emekçinin yarattığı katma değerin karşılığıdır. Ancak, bir iş sözleşmesiyle, bir işverene bağlı olarak çalışanların yarattığı bireysel katma değeri veya performansı ölçmek pratik olarak mümkün değildir. Özellikle en büyük işveren olan devlette bu hiç mümkün değildir. Bu sebeple devlette ücretler “eşit diplomaya, eşit kıdemde, eşit unvanda, eşit para” vermek şeklinde tespit edilir. Yine kuramsal olarak, diploma “bilgi”, kıdem “tecrübe”, unvan ise “sorumluluk” demektir. Bunlar objektif kıstaslardır. Bu kıstaslara göre yapılan ücret tespitleri, iktisaden pek anlamlı olmasa da, en az zırıltıya yol açtığından yönetimlerce benimsenir.

SANAYİDE ÜCRET TESPİTİ
Sanayide uygulanan ücret sistemleri de devletten esinlenerek tasarlanmıştır. Primli satıcılık ve parça başına işçilik (akort sistem) gibi yöntemler daha ziyade sanayinin alt kademelerinde kullanılır. Profesyonellerin ücret tespitinde “unvan” birinci sırada yer alır. Ne kadar yaratıcı olursa olsun, idari unvanı olmayan bir araştırma ve geliştirme mühendisinin, icabında genel müdürden daha fazla ücret almasını kimse içine sindiremez. Hâlbuki yüksek katma değerli ürün yaratabilmek için, bu böyle olmalıdır. Olmalıdır ki; parlak mühendisler, daha fazla para kazanmak için yönetici postlarına geçmeye çalışmasınlar.

SEN PİYASAYA BAKMA, PİYASA SANA BAKSIN
Ücret sistemlerini, yüksek katma değerli ürün geliştirecek sanayi firmalarının işine yaramaz hale getiren bir başka husus da “Ücret Piyasası Araştırmaları”dır. Mühendislerin ücretlerinin yaratıcılıklarına göre değil de idari unvanlarına göre tespit edildiği bir “piyasada” araştırma yapıp, o araştırma sonuçlarını “doğru” kabul etmek kadar “yanlış” bir iş olamaz. Tıp piyasasında en yüksek kazancı elde eden doktorlar, başhekimler değil, usta cerrahlardır. Zora girmiş sanayi firmasını ancak yeni bir ürün kurtarır. O ürünü de genel müdür geliştiremiyorsa, geliştiren mühendise en yüksek ücret ödenir. Bu suretle genel müdürün de postu kurtulur.

Son söz: Yanlış, yanlışı doğurmaz

Yazar: Ege CANSEN
DİĞER HABERLER