11 MART 2016
Çin Çelik Sektörünü Anlama Kılavuzu
Çin Çelik Sektörünü Anlama Kılavuzu

Brian Levich, 
Consultancy&Special Projects Director Metal Bulletin Research (MBR) 
Contact details for Brian Levich: Blevich@metalbulletinresearch.com
+ 44 207 556 6020

MBR (Metal Bulletin Research) maden ve metal sektörüne yönelik stratejik pazar araştırmaları, danışmanlık ve veri sağlama hizmetleri sunmaktadır.

Linkedin’den takip için:
https://www.linkedin.com/groups?gid=3674390&trk=hb_side_g?ls=mktg
Internet Adresi www.metalbulletinresearch.com
Çeviri: 
Aslan ÜNAL
MATİL Malzeme Test ve İnovasyon Laboratuvarları A.Ş
Kalite Sistemleri ve Sertifikasyon Müdürü
Cumhuriyet Cad. No:179/9  Harbiye Şişli 34367 İstanbul
Tel : 0.212 240 75  Fax  : 0.212 240 77 61 Gsm : 0.549 794 74 19 aslan.unal@matil.org
MATİL    A.Ş.    ÇELİK   İHRACATÇILARI   BİRLİĞİ   KURULUŞUDUR

Çin’in Hileli Satışlarını Ne Kadar Daha Sineye Çekeceğiz?

Bu konu, Çin Devlet Başkanı’nın bir dizi işbirliği anlaşmaları imzalamak üzere, Çelik Sektörü’nde işten çıkarmalarla önemli ekonomik kayıpların yaşandığı İngiltere’ye geldiği bugünlerde daha bir önem kazanıyor. İngiltere Başbakanı David Cameron, toplantılarda Çelik Sektörünün durumunun görüşmelerde gündemde olacağını ve konuğu Devlet Başkanı Xi Jinping’in bu konuda doğrusu benzer düşüncelerde olup olmadığını kendisinin de merak ettiğini söyledi.

Çin’dekiler dahil büyük Çelik Üreticileri’nin, çelik satış fiyatlarının hammadde fiyatlarındaki azalıştan daha keskin düşmesinden kaynaklanan önemli para kayıpları olduğunu biliyoruz. Çelik üreticisi ülkeler kendi içlerinde bulundukları dramatik zorlukları düşünürken asıl düşünülmesi gereken Çin’in Dünya Ticaretinde kontrolsüz “at oynatması” ve ticareti düşürdüğü tahrip edici seviye gibi gözükmekte. Bu nedenle de vergileri düşürme veya gereksiz yüksek enerji maliyetlerini düşürmenin de ötesinde çözümler düşünmeliyiz.  Teşviklerden bahsetmiyorum bile.

Gelinen nokta son derece yıkıcı olma potansiyeline sahiptir.

Bu nedenle de Çin’den gelen tüm Çelik ithal ürünlerin tehditine karşı geniş kapsamlı, korumacı tampon vergiler düşünülmelidir.

Bence, sadece Çin’in uzun soluklu dampingli ürünler tehditi karşısında değiliz. Ayrıca Çin’in kendi vatandaşlarının da sağlıklarını hiçe sayan hileli, etik olmayan, giderek yıkıcı etkileri olan bir tablo sözkonusu olan.

Nalıncı keseri gibi her şeyi kendine yontmak konusunda maharetli Çin’e karşı öyle ya da böyle, salt vergi önlemleri yeterli olamamakta, Bor ve Krom katkıları ve hileli sertifikalarla Çin uluslararası ticaretin korumacılık duvarını ustalıkla aşmaktadır.

Dünya Çelik Ticareti’nde şimdiye değin örneği görülmemiş bir durum ile karşı karşıyayız: Tek bir ülkenin sanayi politikasının ve ekonomik kararlarının etkisi ile sıkboğaz edilme hali. O ülke Çin! Dünya çelik üretiminin % 50’si, dünya çelik tüketiminin % 46’sı ve dünya cevher ithalatının % 65’inin Çin’in denetiminde olması durumu.

Neden İngiltere’de sanayiciler fazla çevre vergileri ve benzer Avrupa Birliği kuruluşlarına göre daha yüksek enerji maliyetleri ile karşı karşıyalar? Çevresel hassasiyetlerin daha az olduğu ve CO2 salınımının daha yüksek olduğu ülkelere göre çevre vergilerinin çelik üretimini bu denli etki altında bırakması, yönlendirmesi de ayrıca önemli bir çelişki.

Ve Çin, iç talep artışının yavaşlaması karşısında kapasite fazlası problemi ile bu dalgalı pazarda dampingli ürünlerin yegane sorumlusu ülke.

Çin’in aylık ihracatı 2014 Aralık ve 2015 Ocak aylarında 10 milyon ton zirve seviyelerinden biraz gerilese de 2015 ilk sekiz ayında % 26’lık bir artışla aylık ortalama 8-9 milyon ton gibi yüksek seviyelerdedir.

Üretimi kısmak yerine Çin’li çelikçiler ihracat seçeneğini seçtiler. Ancak bunlar kârlı olmayan ihracatlar. Devletin sahip olduğu çelik firmaları, işsizlik oranını düşürmemek adına, devletin sahip olduğu bankalardan zararına ihracat için bile olsa ucuz krediler kullandılar. Bunun etkileyici sonuçları sadece İngiltere’de hissedilmedi. Çin’in kütük ihracatçıları ayrıca çoklukla hurda ile üretim yapan Türkiye, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinin pazarlarına yöneldi. 2015’in 3. Çeyreğinde Çin’in kütük ihracatçıları aylık ortalama 2 milyon ton seviyelerinde ihracat rakamlarına çıktılar ki bu yıllık yaklaşık 25 milyon ton rakamına ulaşmaktadır. Toplam kütük ticaret hacmi ise yıllık 30-35 milyon ton seviyelerindedir.

Çin bu yüzden global çelik üreticilerinin  pazarına üretim maliyetlerinin altında dampingli fiyatlarla saldırıyor: (Detaylı bilgi için Global Çelik Maliyet çalışmamıza bakınız) Aslında sorun bununla da kalmıyor, zira Çin’in uzun ürünler ihracatının % 75’inin hileli olduğu dillendiriliyor.

Çin çelik ürünlerini satın alanlar kusurlu, kalitesiz, hasarlı, uluslarası nakliyelere uygun olmayan şekilde paketlenmiş, standart dışı ürünlerle karşılaşabilmekteler. Çinli üreticiler ve tüccarlar sadece bununla kalmayıp bir de gümrük duvarlarını aşmak için ürünlerini Bor ve Krom alaşımlı gibi gösteren sertifikalar sunabilmekteler. 

Çin’li tedarikçiler bilirler ki mesela Ortadoğu gibi pazarın önemli bir bölümünde malzeme testleri nadiren özel kuruluşlar tarafından tekrar yapılmaktadır. Bu da alıcısı özel kuruluşlar olan çeliklerin satıcılarına istediği gibi belgeleme yapma imkanı verir. Örneğin birçok sertifikada kimyasal olarak Grade 75 İnşaat Çeliği yazsa da gerçek test yapılsa aslında bu ürünün Grade 50 olarak daha düşük kalitede olduğu görülür. Aynı şey mekanik özellikler için de geçerli. Standartlara uygun olmayan bu ürünlerin binalarda kullanılması ise ciddi güvenlik zafiyetlerine neden olur.

Çin’in göreceli büyüklüğü ve piyasa hakimiyeti küresel çelik piyasalarda işçi çıkarmalar ve iflaslarla sonuçlanan yapay hasarlara neden oldu. Amerikan Dolarının Euro ve (dar bir bant içinde dolara bağlı olarak dalgalanmakta olanlar hariç) diğer kuvvetli ve gelişmekte olan  para birimleri karşısında değerlenmesi sonucunda Çin haricinde bunu fazlaca hissetmedik. Bunun da bu ekonomilerde çelik üretim maliyetlerine biraz katkısı olmuş gibi gözükse de bunun sadece geçici bir rahatlama sağladığını düşünüyorum.

Azalan Gayrı Safi Yurt İçi Hasılaya karşı yapılan eylemler karşısında Çin kendi iç pazarını canlandırma ve bazı küçük ölçekli özel sektör işletmelerini kapatmasını da içeren para politikası ile kısmen başarılı olacak. Ancak, buna rağmen 2016’da Çin’den düşük fiyat-düşük kalite ve çoğunluğu hileli ihracatların süreceğini tahmin ediyorum. Pekin, 2018’e kadar çelik üretiminde 80 milyon ton kapasite azaltma sözü vermiş de olsa kuşkuluyum; çünkü on yıldan fazla süreden beri bu sözler tutulmadı.

Pekin’in o günlerdeki hayli demode ve eskimiş  kapasitelerini ve yıllık 100 milyon ton artışları anımsayacak hayat tecrübem var! (40 yaşındayım!)

Gerekçelerim ise şöyle:

MBR (Metal Bulletin Research) yılın geri kalan bölümünde kısa vadede, Kuzey Çin’de soğuk kış mevsimi dolayısıyla inşaatların azalması ile Çin iç talebinde bir artış olmayacağını öngörmektedir. (Detaylı bilgi için son Çelik Hammadde Pazar Haftalık Raporu’muza bakınız)

Demir Cevherinin önümüzdeki yıl fiyatları 45-55 $/ton seviyelerinde olacak, bu ise Çin’in  çelik üretimindeki üst seviyesini sürdürmesini sağlayacak. 10 milyar dolarlık Batı Avustralya’da Pilbara bölgesindeki Roy Hill demir cevheri projesi bu ay ilk sevkiyatlarına başladı. Bu proje, gelecek 15 ayda yıllık 55 milyon ton tam kapasiteye ulaşacak. Öte yandan Vale’nin teorik olarak 90 milyon ton tam kapasiteye ulaşacak olan S11D projesinin 2016 sonunda başlaması planlandı, Öte yandan Avustralya Dolar’ıı ve Brezilya Real’indeki değer kayıpları, azalan petrol fiyatları ve ucuz deniz nakliye maliyetleri de 2016’da dünya cevher üretiminin artmasını sağlayacak.

Örneğin Maanshan Steel gibi çalışanlarına doğrudan değil başka yan kuruluşları üzerinden ödeme yapan Çin çelik firmaları bir yandan zarar ederlerken diğer yandan çelik dışı faaliyetlerden gelir elde ederek bununla çelik sektörlerini destekliyorlar. Cevher ve ürün stoklarını teminat olarak göstererek aldıkları düşük faizli kredileri denetimsiz bankalar aracılığıyla daha yüksek faizlerle pazarlayarak gelir elde ediyorlar. Bu tür faaliyetler Çin’de gerçekleşen son develüasyon ile biraz azalmış da olsa halen yapılmaya devam ediliyor.

Çin 2013’den bu yana ABD’den de fazla kurumsal borç alan ülke durumunda. Çin’li çelik firmaları, KİTler ve kamu kuruluşlarının offshore bankacılığının düşük faizli tahvil ihracı avantajlarından yararlanmaları 2010’dan bu yana önemli ölçüde arttı. Bu işlemlerin tümü offshore olarak yapıldığından resmi dış borç istatistiklerine yansımamaktadır. Üstelik devlet çelik kuruluşlarına bu krediler Hazine garantisi ile piyasa fiyatlarının altında verildi. 

Çin’de çelik üretimi, çalışanları ile olsun, vergi gelirleri ile olsun sanayinin belkemiği kabul ediliyor. Bir kuruluş iflas etse bile özel ya da kamu mutlaka alıcısı çıkıyor. (şüphesiz borçları hariç) Çalışan sayısını düşürmemek adına yerel yönetimler bu durumu teşvik ediyorlar. Karar vericilerin ortaya çıkan böyle durumların sistemde bulaşıcı etki yapmaması için mevcut yapıyı koruyacaklarını ve 2016’nın, eskiden olduğu gibi istihdamı korumak için “ne pahasına olursa olsun üretmek ve ihraç etmek” eksenli devam ettirileceğini düşünüyorum.

Yüksek borçlara sahip çelik üreticilerinin mevcut kredi borçlarını ödeyebilmelerini teminen nakit akışı oluşturmak için mümkün olduğunca tam kapasite çalışarak maliyetlerini azaltmak ve pazarlarını rakiplere kaptırmamak için doğal bir teşvik sistemi oluşmuş durumda. Bu arz fazlası ise dünya pazarlarında dampingli ürün olarak karşımıza çıkmaktadır.

Mevcut ticari korumacılık kuralların Çin Çeliğine karşı uygulanması, şimdi  bile başlansa, yararlarının tam hissedilmesi en az 6-12 ay alacaktır. Bu arada onlar, eski usul hileli dolanbaçlı yollara devam edeceklerdir.

Verimsiz ve maliyetli tesislerin kapatılması ve Çin çelik tesislerinin yabancı yatırımcılara açılması global çelik pazarına bir denge getirilmesi için tek gerçek çözümdür.

Bu makaleyi okuduğunuz için teşekkürler. Umarım yararlı yorumlarınızı bildirirsiniz. Aksi belirtilmediği sürece burada yazılanların benim kişisel görüşlerim olduğunu, MBR (Metal Bulletin Research)’i bağlamayacağını bildirmek isterim.

Brian Levich