Namık Ekinci, "Türk Çeliğinin İtibarını Savunmaya Devam Edeceğiz"
ABD Ticaret Bakanlığı, yerli üreticilerin şikayetleri üzerine Türk inşaat çeliğine karşı başlattığı telafi edici vergi ve anti-damping soruşturmalarının ön kararlarını açıkladı.
Telafi edici vergi soruşturmasının ön kararına göre davaya taraf olan Türk firması için yüzde 3,47 oranında geçici marj hesaplandı. Anti-damping soruşturmasının ön sonucunda ise davaya taraf olan Türk firmalarına farklı oranlarda vergi hesaplandı. Kararları haksız, yanlı ve politik bulduklarını belirten Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, ABD Ticaret Bakanlığı’nda yapılacak savunmadan adil bir sonuç alınamaz ise bu kararlara Uluslararası Ticaret Mahkemesi ile Dünya Ticaret Örgütü nezdinde şiddetle itiraz ederek haklarını sonuna kadar arayacaklarını açıkladı.
ABD Ticaret Bakanlığı 18 Ekim 2016 tarihinde yerli üreticilerin baskıları sonucunca Japonya, Çin Tayvanı’nın yanı sıra Türkiye menşeli “İnşaat Çeliği” ithalatına karşı bir anti-damping ve aynı üründe sadece Türkiye aleyhine bir telafi edici vergi soruşturması başlatmıştı. ABD Ticaret Bakanlığı, 4 aylık bir soruşturma sonucunda 22 Şubat 2017 tarihinde telafi edici vergi soruşturması ön kararını açıkladı. Karara göre soruşturmaya taraf olan tek Türk firması için yüzde 3,47 oranında geçici vergi hesaplandı. ABD Ticaret Bakanlığı ayrıca 01 Mart 2017 tarihinde anti-damping soruşturması ön kararını açıkladı. Bu karara göre Türk firmaları için yüzde 5,29 ila 7,07; Tayvanlı firmalar için yüzde 3,48 ila 29,47 arasında; Japon firmalar için ise yüzde 209, 46 oranında marj hesaplandı. Telafi edici vergi soruşturması nihai kararının Mayıs ayı, anti-damping soruşturmasının ise Haziran ayı içerisinde açıklanması bekleniyor.
Telafi edici vergi soruşturmasının ön sonucunu değerlendiren Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “ABD Ticaret Bakanlığı, ön kararda hesaplanan marjın gerekçesi olarak soruşturmaya taraf olan firmamızın dünya piyasa fiyatlarının altında bir fiyattan doğalgaz aldığını ve Türkiye doğalgaz piyasasının serbest piyasa şartlarını taşımadığını iddia ediyor. Ancak kıyaslamanın yapıldığı fiyatlar aşırı basitleştirilmiş bir yöntem ile hesaplanmıştır. Ayrıca ABD Ticaret Bakanlığı, yerli inşaat çeliği üreticilerinin yoğun baskılarından dolayı soruşturmayı çok kısa bir süre zarfında yürütmek ve ön sonuçları açıklamak durumunda kalmıştır. Bu sebeple, Bakanlığın açıklanan marjlar konusunda sağlıksız bir hesaplama yapmış olması kuvvetle muhtemeldir. Bunun en önemli kanıtı Bakanlığın doğalgaz kıyaslamaları konusunda soruşturma taraflarından ek bilgi talep etmiş olmasıdır. Firmamızın teşvik almadan ve piyasa fiyatlarından doğalgaz aldığını kanıtlayacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda sektörümüzün itibarını savunmaya firmamızla birlikte devam edeceğiz. Söz konusu firmamız 2013 yılında açılan telafi edici vergi soruşturması nihai kararında sıfır marjla çıkmıştı. Bu soruşturmanın nihai kararında da hesaplanan verginin sıfırlanacağına eminiz” dedi.
Ekinci: “ABD’nin anti-damping ön kararı haksız, yanlı ve politik”Namık Ekinci, anti-damping ön kararı hakkındaki değerlendirmesinde ise şunları söyledi: “Anti-damping kararına ilişkin bilgi notunu incelediğimizde Türk üreticiler tarafından hesaplamada baz alınması talep edilen kriterlerin gerekçesiz ya da sudan gerekçelerle ABD Ticaret Bakanlığı tarafından reddedildiğini ve şikayetçi firmaların taleplerinin kabul edildiğini gördük. Bununla birlikte Bakanlığın son zamanlarda standart olarak hesaplamalarında hammadde fiyatlarındaki değişiklikleri göz ardı eden Cohen’s D test kullanması sebebi ile eksi damping çıkan birçok satışımız hesaplama dışında bırakılmıştır. Dolayısıyla ciddi oranda marjlar ortaya çıkmıştır. Daha önceki birçok soruşturmada kanıtlandığı üzere Türk firmaları damping yapmamaktadır ve ABD’li üreticiler ihracatımızdan zarar görmemektedir. Son zamanlarda yerli sanayiyi korumak bahanesiyle yerli üreticilerin var olan yüksek kârlarını daha da artırmak adına hesaplamalarda ve soruşturma süreçlerinde marj çıkarmak amaçlı değişiklikler yapılmaktadır. Bu ara karar da maalesef böyle bir çalışmanın ürünüdür. Soruşturma süreçlerinin aşırı politize olması sonucu ne yazık ki bu haksız uygulamaları çok sık yaşıyoruz. ABD Ticaret Bakanlığı’nda yapılacak savunmadan adil bir sonuç alınamaz ise bu kararlara Uluslararası Ticaret Mahkemesi ve Dünya Ticaret Örgütü nezdinde şiddetle itiraz ederek hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Bu haksız, yanlı ve politik kararların değiştirilmesini sağlayacağız.”